4 Ağustos 2011 Perşembe

Didim - Didim'de Turizm ve Doğa

DİDİM
1991 yılında Aydın'ın ilçelerinden biri yapılan Didim, doğusunda Muğla il sınırı, Güllük Körfezi ile Akbük Körfezi, batısında ve güneyinde Ege Denizi, kuzeyinde ise Serçin, Sarıkemer, Atburgazı, Bafa Gölü ve Menderes Nehri ile sınırlanmış Kırkiçi Yarımadası üzerinde şekillenmiştir. Toplam yüzölçümü 402 kilometrekare, ortalama rakımı, yani deniz seviyesinden yükseliği ise 29 metredir. İlçe sınırları içinde 5 adet (Akköy, Yalı Köyü, Balat Köyü, Batı Kötü ve Deniz Köyü) köy mevcuttur. Didim ilçesinin 2008 yılı nüfus sayımına göre 42.266 kişidir (2000 yılındaki sayımda ise nüfus 37.395 kişiydi).
Yazları sıcak ve kurak geçen Didim'in kışları ılık ve yağışlıdır. Bu yapısıyla genel olarak Akdeniz iklim kuşağı içinde yer almaktadır. Ormanlık arazisi çok az olan Didim'in tarım dışı alanları makiliklerle kaplıdır.
Kanaviçe gibi işlenmiş koyları ve masmavi denizi ile Didim, Ay'ın bulutlardan sıyrıldığı her gecesini, gümüş rengi bir ışık yağmuru altında geçirir. 1906 yılından itibaren yapılan antik kazılara katılan kazıbilimciler, bu ışıltılı ayışığında Tanrı Apollon'un adına inşa edilen tapınakta adeta lir çaldığını duyarak çalışarak Didim'in en önemli kültürel değeri olan ve her sene onbinlerce turistin gezdiği Apollon Tapınağı'nı gün yüzüne çıkarmışlardır.
Berrak bir gözyüzü ve yüzbinlerce yıldız altında geçen İlkbahar ve Yaz geceleri Didim'e ayrı bir haz katar. Didim'e sadece temiz denizi ve altın rengi kumlarla dolu geniş ve uzun kumsalı için gelenler bile, Apollon Tapınağı'na uğramadan edemezler. Burada, tapınağın geçmişteki halini hayal edenler ise, tapınağın hemen çevresinde sıralanan çoğu tek ya da iki katlı taş evleri, begonvillerle, sarmaşıklarla dolu dar sokaklarının, kabakçiçekleri ve papatyalarla dolu bahçelerinin, kapı önlerinde uyuklayan kedilerinin yansımalarını görür gibi olurlar.

Apollon Tapınağı'nın hemen yanıbaşında onyıllarca hizmet veren ve Yoranlılara arkadaşlık eden değirmenin yerinde bugün yeller esse de, gözünüzü kapattığınızda, rüzgarla dönen dev pervanelerinin sapsarı buğdayları una çevirişini yine hissedebilirsiniz. Ya da Didim sahillerinde bulunmuş olan ve Türkiye'de 'rehabilite edilen' ilk Akdeniz Foku olan Badem'in bu serin sulardaki ilk yüzüşünün hayalini yakalayabilirsiniz..
2005'te Turizm Kenti ilan edilen boncukmavisi Didim'e, diğer yerleşimlerden ulaşımı Söke yönünden gelip, Altınkum Mahallesi'ne ulaşan karayoluyla sağlanır. Aynı merkezden Akbük'e, oradan da Bodrum'a uzanan bir başka karayolu da güneydeki yerleşimlerle bağlantısını oluşturur. İlçedeki evler genellikle betonarme ve tuğladan yapılmıştır.

Didim, Söke ilçe merkezine 55 kilometre; Aydın il merkezine 110 kilometre uzaklıktadır.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde adı 'Yeronda' veya 'Yoran' olarak anılan Didim, 1955 yılında geçirdiği şiddetli depremin ardından isim değiştirmiştir. Bu doğrultudan hareketle kente, Apollon Tapınağı'nın halk arasında 'Kale' veya 'Hisar' sıfatlarıyla anılmasından yola çıkılarak adı önceleri 'Hisar', deprem evlerinin yapımının ardından da 'Yenihisar' konulmuştur.
Ancak ülkemizde çok sayıda 'Yenihisar' ismiyle anılan yerleşke olduğundan, 1991'de ilçe statüsüne geçilirken antik geçmişinden esinlenilerek Eski Yunanca'daki 'Didymaion' sözcüğünün kökünden Türkçeleştirilen 'Didim' adını almıştır...
Didim içle sınırlarının 119.420 dekarı tarımsal arazi, 52.730 dekarı da çayır ve mera arazisidir. Ayrıca 25.490 dekar tarım dışı arazi, 14.780 dekar göl ve bataklık, yaklaşık 30.000 dekar da orman arazisi mevcuttur.
Tarla ürünlerinden pamuk ve buğday üretimi birinci sırada yer almakta, bunları arpa ve tütün takip etmektedir. Diğer tarım ürünlerini ise yulaf, mısır ve yem bitkisi oluşturmaktadır. Didim'deki zeytin ve narenciye üretimi de hatırı sayılır miktardadır. Didim'in saptanan yıllık tüm zirai üretimlerinin nominal değer toplamı ise 101.538.300 YTL�'yi bulmaktadır.
3.200 adet büyükbaş ve 11.500 adet de küçükbaş hayvanı bulunan Didim karasuları içinde ruhsat teskere kontrollerinden geçmiş teknelerle balıkçılık da yapılmaktadır. Türkiye'nin en önemli iki yavru balık üretme tesisi ise Didim sınırları içinde yer almatadır. Ve bununla birlikte modern bir balık işleme ve paketleme fabrikası da kurulmuştur.
Uzun yıllardır yazlık ev ve site kooperatifçiliğinin çok yaygın olduğu bir turizm beldesi olan Didim, son yıllarda bilhassa İngilizlerin yoğun talebine binaen satılan gayrimenkullerle öne çıkmıştır. İlçe sınırları içinde 8.000'den fazla mülk İngilizler tarafından satın alınmıştır. Bu sayede de yaklaşık 20.000-25.000 arasında ve çoğu yerleşik İngiliz nüfusa sahiptir.
İnşaat ve turizm gelirlerinin lokomotif sektörler olarak öne çıktığı ilçe ekonomisindeki hareketlilik sayesinde Didim'deki banka şubesi sayısı son yıllarda epey artmıştır. Ziraat Bankası, İş Bankası, Halk Bankası, Yapı Kredi Bankası, Akbank, T.E.B, HSBC, Finansbank, Vakıfbank ve Garanti Bankalarına ait olmak üzere 10 adet banka şubesi mevcuttur.

DİDİM'DE TURİZM ve DOĞA
Didim, denizle doğanın, doğayla tarihin kesiştiği noktada bulunan yaşam kaynağı bir beldedir. Akşam üzerileri ufuk çizgisinin üstünde renkten renge geçen bulutlar dans ederken; Apollon Tapınağı'nın sütunları ay ışığıyla buluşurken, Mavişehir okaliptus ağaçlarından yayılan buram buram kokularla içinize dolarken yaşanılan lezzetler başka hiçbir şeye benzemez.
İnanılmaz uzunlukta tertemiz plajlara ve yazın en sıcak günlerinde dahi hissedilmeyecek kadar az nem oranına sahip olan bölge, zengin tarihi dokusuyla bahar günlerinde gökkuşaklarını sanki yeryüzüne davet eder. Antik Didyma kentinin bünyesine kurulan açık hava müzesi, tarihin seyrinin pırıltılı Altınkum deniziyle randevulaştığı ve Apollon Tapınağı'nın kalıntılarının gökyüzünün engin mavisiyle buluştuğu noktada taliplerini bekler...
16.000 yıldır bağrında insanoğlunun elini hisseden Didyma, toprağına düşen her badem çiçeği yaprağı için denizinden bir balığın sıçramasıyla uzanmıştır XXI. yüzyıla...
Milattan önceki yüzyıllarda yaşayan insanlar büyü, fal ve kehanet gibi şeylere çok inanırlardı. Üstelik bu inançları onların yaşamlarını yönlendiren en büyük faktördü. Ancak dinsel duyarlılıkları oldukça karışık ve değişkendi. Kendilerince yararlı ve güzel herşeyin ayrı bir tanrısı olduğunu varsayıyorlardı. Mesela denizlerin tanrısı Poseidon'du, aşk tanrısı Eros, şarap tanrısı Dionysos, ışık ve güneş tanrısı ise Apollon idi...
Hemen hemen tüm antik çağ boyunca bereketli Ege Bölgesi sahil kesimlerine ve Büyük Menderes (Meandros) Deltasına yerleşerek buralarda yaşayan halkların inanç kültürleri bu doğrultuda şekillenmiştir. Didim'e de bu inanç kültürlerinden bir heybe miras kalmıştır...
Efsaneye göre, Tanrı Apollon bir gün Didyma yöresinde çobanlık yapan Brankhos'a rastlar. Onun saf ruhundan ve nazik yaklaşımından çok hoşlanan Apollon, ona biliciliğin (yani kehanetin) sırlarını öğretir. Öğrendiği tanrısal sırları insanlara aktarma amacındaki çoban Brankhos, bugünkü Apollon Tapınağı'nın bulunduğu yerdeki defne ormanı ve su kaynağının hemen yakınına tanrısı Apollon adına ilk tapınağı kurar.
Zaman içinde Brankhos soyundan gelenler 'Brankhidler' olarak anılmıştır. Bu soydan gelenler çok uzun yıllar boyunca Apollon Tapınağı'nın yöneticiliğini yapmışlardır. Bundan dolayı 'Didyma' asırlar boyu; 'Brankhidai', yani Brankhidler Ülkesi adıyla da anılmıştır.
Apollon Tapınağı'nın ve Milet'teki antik tiyatronun sessiz basamaklarına tırmanan herkes Didim'in sihirli ışıltısından nasibini alır. Antikçağ kahinlerinin saz sedirler üstünde gördükleri geleceği oluşturmak için bu topraklardan ayrılmayan insanların mirası olan Apollon Tağınağı, Türkiye'nin en önemli kültür elçilerinden biridir...
1991 yılında ilçe statüsüne geçen Didim'de gezilecek yerlerin sayısı oldukça fazladır. Pek çok antikçağ kültürünün arkeolojik birikimine ve yaşam kültürüne sahne olan Didim'de, yatlarla çıkılan deniz turları bunlara ayrıca bir zenginlik katar. Akbük Koyu, Haydar Koyu, Dalya Koyu, Gümül Koy, Akvaryum Koyları Cennet Adaları ve Çamlık kendisine gelenleri hayran bıraktıracak denli eşsizdir.




ALTINKUM
Altınkum'u bir dünya markası haline getiren yegane unsur upuzun ve altın sarısı rengindeki ince kumlu plajıdır. Bahar ve yaz aylarında iğne atılsa yere düşemeyecek denli kalabalık olan bu plaj bir doğa harikasıdır. Altınkum plajı boyunca uzanan yürüyüş parkuru ve parkların yanı sıra; sahilde sayısız bar, disko, gece kulübü, çay bahçesi, eğlence mekanı, restoran ve hediyelik eşya satan işyeri vardır.
Altınkum plajı, bir doğa harikası olan denizinin akıntısından dolayı sürekli olarak temiz kalmaktadır. Yatçılık ve rüzgar sörfü haricinde sayısız su ve plaj sporuna ev sahipliği yapan Altınkum, pedallı kano severler için de bulunmaz bir adrestir.
Üçüncü Koy'un bitimindeki Parlamenterler Sitesi yanına yapılmakta olan marina ise, Ege bölgesindeki en yüksek kapasiteli yat limanı olarak inşa edilmektedir. 2009 Haziran ayında resmi açılışı yapılacak olan bu marina, Doğuş Grubu tarafından inşa edilmektedir.
Fazla yüksek dalgaların hemen hiç uğramadığı Altınkum sahili yaklaşık 8-9 ay açık kalan turizm işletmeleriyle de dikkat çekmektedir. Altınkum'da ayrıca dalış kursları verilen işletmeler, doğa yürüyüşleriyle, at ve jip üstünde yapılan safariler düzenleyen turlar ve yat turlarıyla çıkılan mavi yolculuklar da tatilini daha eğlenceli ve farklı kılmak isteyen turistleri beklemektedir.
Sabah ve akşam yürüyüşü yapmaktan hoşlanan yerli ve yabancı turistler, yemyeşil çam ağaçlarının altında ve masmavi deniz kenarında belirlenen güzergâhlarda bunu gerçekleştiriyorlar.
Her keseye uygun pansiyon ve apart otellerin yanı sıra; klimalı, yüzme havuzlu ve her tür yaz eğlencesine ev sahipliği yapan dört ve beş yıldızlı otelleriyle de öne çıkan Altınkum'da çok çeşitli konaklama imkanı mevcut. Yaşı ileri yabancı turistlerin daha ziyade, ilkbahar ile sonbahar başlangıcı sayılan Mayıs ve Eylül aylarını tercih etmekte. Şehir içi minibüslerinin bahar ve yaz aylarında her 5 dakikada bir, kış ve sonbahar aylarında ise her 15 dakikada bir kalkması sayesinde Didim içinde ulaşım sorunu yaşanmıyor. Ayrıca Bodrum Havaalanı transferi yapan çok sayıda şirket, Ege havalisindeki çok sayıdaki antik ve tarihi yöreye günübirlik turlar da düzenliyorlar...





AKKÖY
Akköy adı, köydeki istisnasız her evin dış cephesinin bembeyaz boyalı olmasından dolayı bu şekilde verilmiştir. 1922 yılı öncesine değin köyde sayıları 4.000'i bulan bir Rum nüfus yaşamıştır. Rumlar 1870'lerde Milet'e arkeolojik kazı için gelmiş olan Almanlardan da destek alarak önce bir okul, ardından da Ayiyos Georgiya adını verdikleri bir kilise inşa etmişlerdir.
Çilek ve tütün tarlalarıyla, şarap imalathânesiyle, eski Rum evleriyle öne çıkan ve Milet ile Apollon Tapınağı'nın tam ortasına konuşlanan Akköy, günümüz Türkiye'sindeki en büyük köy kütüphanesine sahiptir. Bu kütüphane merkezli ve köyün ismi altında hazırlanan ve ülkemizdeki köy çıkışlı periyodik bir kültür-sanat-edebiyat dergisi de vardır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kuruluş yıllarında Nahiye Müdürlüğü binası, çevre köylülerin çocuklarının da geldiği bir ilkokul binası ve jandarma karakol binası olmak üzere üç adet bina bulunan Akköy'deki kalan evler kerpiçten yapılmış köy evleriydi. Bugün itibarıyla 400 hane ve 1.200 nüfustan oluşan Akköy ahalisinin ana geçim kaynağı turizm, tarım ve zeytinciliktir.
Akköy'deki en önemli özelliklerden birisi de göçmen kuşların gözlemciliği yapılacak alanlar bulunmasıdır. Ege üstünden geçen kerkenez sürülerinin her yıl Mart ayı sonuyla Nisan ayı başında Akköy ağaçlarını ve çatılarını yuva olarak kullanmaları Didim yakınlarındaki Akköy'ün periyodik olarak yaşadığı en çarpıcı doğa olaylarından birisidir. Çekirge, akrep, yılan ve çiyanları avlayarak beslenen kerkenezlerin konaklamasına uygun ortamlar yaratmayı ilke edinen Akköylüler, Afrika'dan gelen bu yırtıcı ama yararlı kuşlara ev sahipliği yapmaktan çok hoşlanırlar.
Amatör ve profesyonel ornitologlar, yani kuşları inceleyen zoolojinin alt kollarından biri olan bilim dalında çalışanlar, Bafa Gölü'nden Menderes Nehri'nin Ege Denizi'ne döküldüğü yer olan Kafa'ya değin arazinin her karışını çok iyi bilirler. Ellerinde kameraları ve uzun zumları algılayan fotoğraf makinalarıyla, sırtlarındaki çantalarla ve dürbünlerle sürekli olarak havaliyi tararlar.
Oldukça yorucu bir işçilik gerektiren tütün tarımı Akköy'ün başat ziraatçiliğidir. Buna bir süre önce çilek yetiştiriciliği de eklenmiştir. Çileğin yanı sıra çok çeşitli meyve ve sebze de verimli Akköy topraklarında yetişmektedir. Bu ürünlerin çoğu alabildiğine taze bir şekilde yaz aylarında bilhassa Mavişehir'deki pazar tezgahlarında alıcı bulmaktadır. İncir yetiştiriciliği de hemen tüm Ege bölgesinde olduğu gibi Akköy'ün de geleneksel ziraat unsurlarından biridir. Bursa Karası başta olmak üzere, sarı ve kara lop türü incirler Akköy'ün ağaçlarından tüm Didim'e ulaşır. Akköy'ün geçmişten gelen bir diğer üretimi de üzüm bağlarındaki bereketli üzümleridir.
Akköy, doğal güzellikleriyle, ortasından insanları Didim'e ulaştıran karayolu geçse de naturel kalmayı başaran dokularıyla Ege'nin simgelerinden biridir.



AKBÜK
Havası, denizi ve planlı yerleşimiyle dikkat çeken Akbük ise, son zamanların gözde mekanlarındandır. Tarihi yerleriyle de dikkat çeken Akbük'ün sakin doğası ise, kafa dinlemek isteyenler için bire birdir. Beş yıldızlı oteller, tatil köyleri ve asudeliğin ön planda olduğu pansiyonlar genelde Akbük ve çevresinde yer alır.
Kendi belediye sınırları olan Akbük, son yıllarda Didim ilçesinin yükselen yıldızı konumundadır. Bilhassa Didim'de mülk edinmek isteyen İngilizler'in talebiyle gelişen ve genişleyen Akbük, emlak sektöründeki atılımıyla da dikkat çekmektedir.
Saplı Ada, Sahte Cennet, Kazıklı Koy gibi mekanlar Akbük'ün en belirgin turistik güzergâhlarını teşkil eder. Akbük'ün çam ağaçlarıyla dolu yamaçlarından İasos'a ve sonrasında da Bodrum'a dek uzanan bir asfalt yol vardır. Son yıllarda yamaçlara yapılan sitelerle yeşil dokusunda eksilmeler olsa da Akbük, maviyle yeşil rengin sıkı sıkıya kucaklaştığı sımsıcak bir tatil beldesidir. 11 kilometrelik sahili kenarındaki yapılaşmasıyla dikkat çeken Akbük, pek çok deniz sporu için uygun normlara sahiptir.
Belediye statüsü kazandığı 1991 yılına dek Akbük ekonomisi, yerli turistlerin rağbetinde gelişen bir turizme, zeytinciliğe ve balıkçılığa dayalı kalmıştır. Ancak bilhassa 2000'li yılların başından itibaren hızla gelişen belde, günümüzde en az Didim kadar önemli bir turistik adres niteliği kazanmıştır.
Akbük'teki en önemli tarihi eser ise, yaklaşık 100 yıl öncesine kadar burada yaşamış olan Rumlar'dan kalma bir kilisedir.
Akbük, Didim ilçe merkezine 23 kilometre, Aydın il merkezine 106 kilometre uzaklıktadır. Doğal limanı olan belde, ıÜüson yıllarda sualtı fotoğrafçılığı konusunda yaşadığı rağbetle, bu gizemli olduğu kadar çarpıcı güzellikteki yaşam boyutunu da sevenlerine sunmaya başlamıştır.http://www.yasamoyunu.net/turizm_tourism_seyahat/22661-didim_didimde_turizm_ve_doga.html
Turkey Holiday places Türkiye Tatil Apart Pansiyonlar, Ucuz Tatil, Ucuz Tatil Yerleri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Turkey Holiday places Türkiye Tatil